Sevdigim yazarlarin, kitaplara, sevdikleri, selamladiklari yazarlara, kütüphanelerine iliskin yazdiklari hep ilgimi cekmistir. Yillar önce Murathan Mungan’in, "Kitapligin Önünde" başlıklı yazısını çok severek okudugumu anımsıyorum.
Ben de ara sira, kitapligimin önünde durup kitaplara bakar, düsünürken, sevdigim kitaplarin sayfalarini karistirip, henüz oku(ya)madigim kitapların zamani gelmis mi acaba diye bir irdeleme yaparken, hiç degilse alti ayda bir, ya da yilda bir kez olsun, Mungan’in o yazisini acar yeniden göz gezdiririm.
Enis Batur’un Kütüphane adli kitabi yayinlaninca almamak olmazdi.
".....Süphesiz bana deneyimlerimin sagladigi bir sigorta bilgisi var; nereye gidersem gideyim, kitapcilarin ya da kütüphanelerin bulvarlari, evden bulundugum yere uzanan sokaklarla kesisecek, biri nasilsa öbürüne cikacak. Beni yatistirmak icin, kitaplara zihnimden dokunma durumunun dogmasi yeterli: Onlari elime alamasam, sayfalarini karistirmasam da olur. Isigi yanan bir pencerenin yanindaki duvara kurulmus raflar rahatlatir icimi: Yabanci bir kentte, geceyarisi sessiz, arasokaklarda yürürken karsima cikacak bu görüntü, kabileden birinin yanindan gectigim bilgisi, gövdemin isisini korumasina yeter."
Kütüphane(Bir Baska-Labirent Öyküsü), Sel yayincilik, 2005
9 comments:
İncecik ve leziz bir kitap kesinlikle.
Yanında Alberto Manguel'den "Borges'in Evinde"si güzel gidiyor. Malum "kütüphane" tasarımı olan bir kütüphaneci olarak...
Bir de bu ay ki Milliyet sanatta yazmış E.B.
diyor ki 50 yaşına geldiğinde seçme 1000 kitabı olmalı kişinin. Başka şeyler de diyor elbet, Kütüphane kitabına Ek-A. :)
selam.
Merhaba Işıl,
Ben de kabiledenim sanırım, okuyunca o sıcaklık hissini aynen hissettiğime göre...
Cezayir nasıl? Kedinize de bayıldım ayrıca :)
Time Goes By,
tavsiyelerin icin tesekkürler.
*
Margot,
hosgeldin!
Cezayir'de yasam nasil sorusuna yanit, pek yakinda bu sayfalarda, bizden ayrilmayiniz ;)
Sevgili Işıl, seni okuyamıyorum. Başkaca şikayet yok mu? Belki minik bir ayar falan yapman gerekebilir, hııı?
post'unu okuyunca, 'Kaf Dağının Önü'nü açıp M. Mungan'ın ilgili yazısını okudum bir kez daha.
bu ara yeni bir eve yerleşmeye çalışırken kitapları yeni baştan yerleştirme faaliyeti içindeyim ki, yazi cuk oturdu.. aynen son cümlede bahsettiği hissiyat içindeyim yani: "Kitaplara baktıkça, onların vaat ettiği yolculuklar içinizi kamaştırır. Bir gün.. Bir gün.. Bir gün..."
'son cümle' demişim, ama daha epey uzuyormuş yazı...
Merhaba Yasemin,
Son zamanlarda genellikle tarih kitaplari -özellikle Osmanli'nin son dönemleri, 19.yy - okuyorum. Bu kitap da 1900lerin basinda yasayan bir aileyle ilgili oldugu icin hosuma gitti. İlk basta zorlandim eski Türkce kelimelerden dolayi, ama sonrasinda alistim kitabin diline (zaten parantez icinde Türkce karsiliklari var).
O günlerde yasayan bir bebegin/ ailenin karsilastigi sorunlari( bunlarin icinde en önemlisi saglikli, güvenilir bir sütanne bulmak), hastaliklari, doktorlarin tavsiyelerini okumak ilgincti.
Selamlar,
Isil
cezayir'de olmaz belki ama bir gün bir yerlerde birlikte 'kahve' kahvesi içmek dilegiyle..
tijen
Tijencim,
ben de cok isterim, umarim yakin bir zamanda gerceklestirebiliriz bunu.
Post a Comment