Gecen yil, Cezayir'de en cok özledigimiz seylerden biri deniz kenarinda yürüyüse cikmakti. Afrika'nin en önemli limanlarindan biri olan Cezayir limani, öyle büyük bir alana kurulmus, sehrin denizle baglantisini öyle bir koparmis ki, sahilde söyle kisa da olsa bir yürüyüs yapabilmek, denizin kokusunu duyabilmek icin merkezden epeyce uzaklasmak gerekiyordu.Zaman zaman sehir merkezinde yürüyüslere ciksak da, sahilde veya kirlarda dogayla biraz daha yakinlasarak yapilacak yürüyüslerin yerini tutmuyordu hic biri.
Soner'le Ataköy'de oturdugumuz yillarda sahil yolundan Taksim'e kadar yürümeyi hedeflemistik bir kez. Rüzgarli, soguk bir sonbahar günüydü. Bir yerden sonra ayaklarimizda derman kalmamis, Samatya'ya geldigimizde yolun karsisina gecip bir taksiyle eve geri dönmeye karar vermistik. O yarim kalan yürüyüs, böyle uzun parkurlara biraz daha hazirlikli cikmamiz gerektigini ögretmisti bize.
Sonralari küçük termosumuz, icinde suyumuz veya cayimiz, biraz meyve veya birkac kurabiye sirt cantamizdan eksik olmayan seyler arasina girecek, kimi zaman Bogaz'da, kimi zaman Adalar'da kimi zamansa Akdeniz'de,Ege'de ciktigimiz yürüyüslerde bize eslik edecekti.
Birkac yil önce, Kayaköy'de yürüyüse cikmak istedigimiz o günesli bahar gününde, Michel, Ölüdeniz'e inen yolun bir krokisini cizmisti. Büyük Kilise'yi gectikten sonra iki tepenin arasindaki yola cikip oradan devam etmemiz gerektigini söylemis, krokinin üzerine de "sonra problem yok" yazmisti. Levissi'nin Bahceleri'nden cikip yoldaki isaretleri, isaretleri kaybettigimiz yerde ic güdülerimizi takip ede ede birkac saatte Ölüdeniz'e inmistik. Michel ve Figen'le olan irtibatimiz sonradan koptu ama o krokiyi birlikte gecirdigimiz birkac günün anisina hala saklarim.
Ne zamandir yine uzun bir yürüyüse cikmak istiyordum. Gelgelelim son bir aydir göz actirmayan soguk ve kar yüzünden, ancak bugün böyle bir firsat bulabildim.
Önce İstinye'den Rumelihisari'na yol aldim, oradan dönüp bu kez Yeniköy'e kadar gittim. Martilari seyrettim, uzaklara baktim, düsündüm, temiz havayla kucaklasan bedenimi hissettim.
Yarin ilk cemre düsüyor. Baharla birlikte adimlarimiza yeni yollar yaratacagiz demektir bu.
4 comments:
oh ne ala! :)
gerçek yeni yıla, 21 mart'a da sadece bir ay kaldı :)
Başka-alaşımlarla yürüyenleri keşfetmek güzel.
selam
Timegoesby,
Hos geldiniz!
Post a Comment