Tuesday, July 26, 2005

Göçmüş Kediler Bahçesi'nden



Fotograf : Bibik


Kedilere benzeyebilseydik keske. Öyle diyesim geliyor sik sik, bu son yillarda. Yasadiklari anin iyicene farkindalar gibi. Bir sey bekliyorlarsa bir deligin basinda, onlari oyalayip oradan uzaklastirmak pek güç. Bildikleri bir yerde bildikleri bir is görülürken, her gün seyrettikleri, kendilerince katildiklari (anlayamadigimiz, bakarak da bir ise katilinabilirligidir) o ise sanki ilk kez bakacaklarmis gibi, uyuklamakta olduklari yerden kalkmaga üsenmeden gidip seyrederler yapilanlari... uykularinin hangi katindalarsa, o katin uykusunu yasarlar.
Bizlerse, uydurdugumuz bir zamanla övünürken, her isimizi, her sözümüzü o zamanin akisi içinde ötede, ileride, gelecekte varilacak, bir noktaya varmak üzere yapiliyor ya da söyleniyor görürken, yapmakta, söylemekte oldugumuz seyi unutuveriyoruz. Bir erege yönelerek, bir erek düsüne kapilarak giderken, sonralari -biz göçtükten sonra- yasamimiz, daha da ileri vararak, yazgimiz adi verilecek bir dizi anin her birinin biricikligini, degistirilemezligini, yerine konmazligini suncacik olsun farketmiyoruz. (bu yasamin bölük pörçük birkaç anisi bir iki yakinimizin belleginde kalabilir ya, bunlarin bir süreklilik, bir anlamlilik tasimis olabileceklerini bilecek tek kisi -kendimiz- yokluga karismis gitmistir artik). "Farketmiyoruz" dedim, meger ki gerçekten sonumuza yaklasmis olalim. Yanilmiyorsam, kimimiz (yolun oralarinda) anlayip ögreniyor kimi seyi: susup dinlemegi örnegin... Yaptigi, gördügü, isittigi her seyin agirligini bir yerlerinde duymagi; bir çocuk gülüsünün, bir günes sizintisinin, bir gözyasinin avuçtaki yuvarlikligini, ferahlatici serinligini, sayisizligini ya da sayiya gelmezligini; mutlulugun, aciyi, sevinci art arda ayirim yapmaksizin yasamak olabilecegini... Hele biraz yaslanilmissa, görülen, isitilen, tadilan her seye, geçmis yasantilarin da gelip desteklik, yastiklik edebilecegini... ama kedi sever gibi sevmemeliyiz sevdiklerimizi.(Bilge Karasu-Göçmüs Kediler Bahçesi)

No comments: