Monday, June 23, 2008

Padişah Abdülaziz, dönemin Avrupa kralları tarafından saraylarına davet edilir. Ancak davet ulema arasında sorun yaratır. Osmanlıların egemen olduğu topraklar ‘Dar-ül İslâm’, davet sahibi Avrupalıların yani Hırıstiyanların toprakları ise ‘Dar-ül Harp’ olarak telakki edilmektedir. Dolayısıyla padişah, kendi toprakları dışında Avrupa’ya ayak bastığında savaşmaya mecburdur. Çözüm, kurnazca olduğu kadar endişe vericidir: Padişahın ayakkabılarına özel bir bölüm yapılıp içine toprak yerleştirilir ki, gittiği her yerde düşman toprağına değil İslâm toprağına ayak basmış olsun... Yani bugün de Türkiye’de yapıldığı gibi sorun kökünden halledilmeyip, ilkeler bazında çözüm üretmek yerine pragmatizmin cevalliğiyle idareten yol bulunur!
Gündüz Vassaf,Radikal Kitap,

2 comments:

yaban said...

bu çok ilginç bir bilgi...
**
bu arada her iki bloğunu da çok seviyorum ama "başkayollar" üvey evlat muamelesi görüyor biraz sahibinden. :)

Isil Simsek said...

Yaban,
çok teşekkürler.Haklisin burayi biraz ihmal ediyorum.Okuma-yazmaya istedigim kadar vakit ayiramiyorum ne yazik ki..Umuyorum ki,D. büyüdükçe buraya daha fazla yazabilecegim.
Sevgiler