İbrahim bir süredir pazar günleri Birgün gazetesine İngiltere izlenimlerini yazıyor.
Son yazısı:Londra'nın Tanrısız Otobüsleri
Friday, October 31, 2008
Wednesday, October 22, 2008
Kluge
Bugünlerde Soner'in tavsiyesi üzerine Gary Marcus'un Kluge adlı kitabını okuyorum.Kitabın alt başlığı "The Haphazard Construction of the Human Mind".
"Kluge" mühendislikte kullanılan bir terimmiş:Biçimsiz olduğu halde oldukça etkili olan çözüm anlamına geliyormuş.Kitabın arka kapağından alıntılayacak olursak yazar şöyle diyor:
"İnsan beyninin tamen hatalı olduğunu söylemek istemiyorum ama bir politikacı olsaydım, eminim ki durumu şu şekilde açıklardım:Bir takım hatalar yapılmıştır.Bu kitabın amacı bu hataların neler olduğunu ve nasıl meydana geldiklerini açıklamaktır."
Kitabın dili oldukça akıcı,anekdotlar çarpıcı,en önemlisi de neyi,neden yaptığımız ve beynimizin nasıl çalıştığı hakkında ilginç bilgiler içeriyor.
Hafızayla ilgili bölümde yazar, daha önce gördüğümüz bir fotoğrafın temel öğelerini hatırlamamıza rağmen,arka plandaki objeleri hatta kimi zaman arka planda gerçekleşen büyük değişiklikleri fark edemediğimizi söylüyor ve aşağıda yer verdiğim çekimi izlememizi öneriyor. Gerçekten çok ilginç ve eğlenceli!
Tuesday, October 07, 2008
Büyükler için çocuk şarkıları
Türkiye'den yeni geldik.Gelirken de yine epeyce kitaplar ve CD getirdik.
Yazmak istedigim cok sey var ama bir yerden baslayayim, suskunlugumuzu bu güzel albümle bozalım istedim.
Bu albümden haberdar değildik. Defne için güzel Türkçe müzik CDleri alalım diye bakınırken gözümüze çarptı.
Bülent Ortaçgil, albümünün hikayesini şöyle anlatıyor:
“Aşağı yukarı 20 yıl önce, Çekirdek Sanatevi’nin en hızlı zamanında bize TRT tarafından çocuk şarkıları yapmamız önerildi; Kabul ettik ve bir iki hafta gibi (hafızam beni yanıltmıyorsa!) kısa sürede hepsini yazdık ve kaydettik. O sıralar bize yoldaşlık eden Erkan Oğur ve Fahir Atakoğlu; hatta dev rolünde İ. Hakkı Demircioğlu da kayıtlarda yer aldılar. TRT’de 1 kez çocuk programında yaptıklarımız yayınlandı ve kaldı.
Zaman içinde Çekirdek dağıldı, ben Fikret’le ayrıldım ve ortak yaptığımız, kimin neresinde ne kadar payı olduğunu hatırlamadığım bu güzel çocuk şarkıları da ancak Fikret’i kaybettikten sonra arşivinde oğlu Yağmur tarafından bulundu. Yılların tahrip ettiği 4 kanallı orijinal teyp bantları İhsan Apça tarafından temizlendi, yayına hazırlandı. Tek bir nokta dışında her şey dinlenebilir durumdadır. Birinci parçadaki o nokta tamir edilemedi, üzgünüz. Ancak bu güzel çocuk şarkılarını dinleyicilere sunmak ve kalıcı hale dönüştürmek üstelik bunu Halkevleri desteğiyle gerçekleştirmek beni keyiflendiriyor. Çok iyi tanıdığımı sandığım Fikret de yaşasaydı o da aynı keyfi alırdı eminim”.
Biz cok sevdik bu albümü, bugünlerde tekrar tekrar dinliyoruz.
Yazmak istedigim cok sey var ama bir yerden baslayayim, suskunlugumuzu bu güzel albümle bozalım istedim.
Bu albümden haberdar değildik. Defne için güzel Türkçe müzik CDleri alalım diye bakınırken gözümüze çarptı.
Bülent Ortaçgil, albümünün hikayesini şöyle anlatıyor:
“Aşağı yukarı 20 yıl önce, Çekirdek Sanatevi’nin en hızlı zamanında bize TRT tarafından çocuk şarkıları yapmamız önerildi; Kabul ettik ve bir iki hafta gibi (hafızam beni yanıltmıyorsa!) kısa sürede hepsini yazdık ve kaydettik. O sıralar bize yoldaşlık eden Erkan Oğur ve Fahir Atakoğlu; hatta dev rolünde İ. Hakkı Demircioğlu da kayıtlarda yer aldılar. TRT’de 1 kez çocuk programında yaptıklarımız yayınlandı ve kaldı.
Zaman içinde Çekirdek dağıldı, ben Fikret’le ayrıldım ve ortak yaptığımız, kimin neresinde ne kadar payı olduğunu hatırlamadığım bu güzel çocuk şarkıları da ancak Fikret’i kaybettikten sonra arşivinde oğlu Yağmur tarafından bulundu. Yılların tahrip ettiği 4 kanallı orijinal teyp bantları İhsan Apça tarafından temizlendi, yayına hazırlandı. Tek bir nokta dışında her şey dinlenebilir durumdadır. Birinci parçadaki o nokta tamir edilemedi, üzgünüz. Ancak bu güzel çocuk şarkılarını dinleyicilere sunmak ve kalıcı hale dönüştürmek üstelik bunu Halkevleri desteğiyle gerçekleştirmek beni keyiflendiriyor. Çok iyi tanıdığımı sandığım Fikret de yaşasaydı o da aynı keyfi alırdı eminim”.
Biz cok sevdik bu albümü, bugünlerde tekrar tekrar dinliyoruz.
Subscribe to:
Posts (Atom)